Ana içeriğe atla

Gezi Yazısı Nedir? (Maddeler halinde)

 Gezi

• Gezilip görülen yerlerle ilgili bilgi, gözlem ve hatıraları yansıtan yazılardır. Bu tür yazılar tarih, coğrafya, sosyoloji ve diğer bilim dallarına kaynak olabilecek niteliktedirler.

• Seyahat edebiyatı, insanların çok eski çağlardan beri merakla izledikleri bir türdür.

• Gezi yazılarını okurken, yazıyı kaleme alan gezginin gözlem ve düş dünyasında yaşarız metin boyunca.

• Gezi, edebiyatımızdaki en eski düzyazı türlerinden biridir. 17. yüzyılda yaşayan Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı ünlü eseri bu türün edebiyatımızdaki en önemli örneği kabul edilmektedir.

• Gelenekten gelen seyahatname kültürünün yanı sıra modern düşünceyle yaygınlık kazanmaya başlayan yeni yerleri görme, farklılıkları keşfetme anlayışının da bu türün gelişiminde etkili olduğu söylenebilir.

• Bu dönemde Mehmet Rauf, Ahmet Mithat Efendi, Halit Ziya, Cenap Şahabettin gezi yazısında eserler verenler arasındadır.

• Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatına gelindiğinde bu dönemde yapıtları olan yazarlarımız arasında Ahmet Haşim, İsmail Habip Sevük, Reşat Nuri Güntekin, Falih Rıfkı Atay, Sadri Ertem, Burhan Arpad, Fikret Otyam, Azra Erhat, Mina Urgan, Buket Uzuner.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Edebiyatında İlkler (81 Madde)

  1. Aruzla ilk manzum tiyatro eseri yazan : A.Hamit / Eşber veya Sardanapal 2. Batı anlayışındaki ilk edebiyat tarihçimiz : Fuat Köprülü 3. Batılı anlamda ilk gezi yazıları: Ahmet Mithat – Avrupa’da Bir Cevelan 4. Batılı anlamda ilk hatıra : Namık Kemal – Magosa Hatıları 5. Batılı anlamda ilk hikayeler ( İlk Realist Hikayeler) : Sami Paşazade Sezai – Küçük Şeyler 6. Batılı anlamda ilk tiyatro eseri : Şinasi – Şair Evlenmesi 1859 7. Batılı tekniğe uygun ilk roman : Halit Ziya Uşaklıgil / Aşk-ı Memnu 8. Bilinen ilk Türk şairi : Aprınçur Tigin 9. Bizde epik tiyatro türünün kurucusu: Haldun Taner 10. Deneme türünün kurucusu: Montaigne 11. Dilde sadeleşmeyi savunan ilk yayın organı: Genç Kalemler 12. Divan Edebiyatında mahallileşme akımının temsilcisi: Nedim 13. Dünya Edebiyatında ilk önemli roman örneği: Cervantes’in Don Kişot adlı eseridir. 14. Dünya edebiyatındaki ilk hikâyeci ve eseri: Boccaio Decameron Öyküleri 15. Edebiyat kelimesini bizde ilk kullanan: Şinasi 16. Edebiyatımızda...

Türkü ve Özellikleri (Maddeler Halinde)

  Türkü • Türkü kelimesi ilk defa 15. yüzyılda Ali Şir Nevayî tarafından Mizanü’l-Evzarı'da kullanılmıştır. • Anadolu’da türkünün ilk örneğini 16. yüzyılda Öksüz Dede’nin verdiği bilinmektedir. • Türkü, halk edebiyatının en yaygın türüdür. Ezgisi yönüyle diğer halk şiiri türlerinden ayrılır. Genellikle anonimdir. • Türküler genellikle hece vezninin yedili, sekizli ve on birli kalıplarıyla kıtalar hâlinde söylenir. • Türkünün asıl sözlerinin bulunduğu kısma bend, genellikle bendlerden sonra tekrar edilen, ezgisi ve sözleri değişmeyen kısma nakarat denir. Bu kısım bağlama, bağlantı veya kavuştak diye de bilinir. Türkülerin Özellikleri: 1. Türkülerde konu zenginliği vardır. Aşk, ayrılık, ölüm, tabiat, kahramanlık, güzellik başlıca konularıdır. 2. Hecenin yedili, sekizli en çok da on birli kalıplarıyla yazılırlar. 3. Türküler genelde dörder mısralı bentlerden oluşur. 4. Bazıları koşma şeklindedir. 5. Bazı türkülerde her bendin sonunda aynı dize veya dizeler tekrarlanır. Bu tekrarlanan ...

Süleymaniye`de Bayram Sabahı - Yahya Kemal Beyatlı

  Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye`de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir. Bir geliş var!.. Ne mübârek, ne garîb âlem bu!.. Hava boydan boya binlerce hayâletle dolu... Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir; O seferlerle açılmış nice yerlerdendir. Bu sükûnette karıştıkça karanlıkla ışık Yürüyor, durmadan, insan ve hayâlet karışık; Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya, Giriyor, birbiri ardınca, ilâhî yapıya. Tanrının mâbedi her bir tarafından doluyor, Bu saatlerde Süleymâniye târih oluyor. Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı Adamış sevdiği Allah`ına bir böyle yapı. En güzel mâbedi olsun diye en son dînin Budur öz şekli hayâl ettiği mîmârînin. Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi, Seçmiş İstanbul`un uf...